Bölüm 1
Hayatımızı çoğu zaman esir aldığını düşündüğümüz, sorumlulukların artmasıyla düzeyi yükselen stres, karşılaştığımız birtakım olaylarla vücudumuzun baş etme şeklidir. Olumsuz bir anlam taşısa da her zaman kötü değildir ve kişiyi başarıya da yönlendirebilir.
İçindekiler
Stres Nedir?
Stres, kelime anlamı olarak, vücut denen sistemin çeşitli içsel ya da dışsal uyaranlara verdiği otomatik tepkilerin yarattığı ruhsal gerilim anlamına gelmektedir. İnsanın karşılaşılan yeni veya olumsuz durumlara verdiği ruhsal, bedensel tepkilerdir. Organizmanın oluşan yeni duruma adapte olabilmek için gösterdiği bu tepkilere “stres tepkisi” adı verilir. Vücut ağrıları, baş ağrısı, yorgunluk, halsizlik, aşırı sinirlilik gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
Kişi stres halinde kendisini sıkıştırılmış, gerilmiş, bağlanmış gibi hisseder. Stres özellikle, bir durum veya olay ‘aniden’ ve ‘beklenmedik’ şekilde ortaya çıktığında daha yoğun yaşanır.
Strese Karşı İlk Tepki: Genel Adaptasyon Sendromu (GAS)
Organizma tehlikeli olarak algıladığı olaylara karşı, kendini koruma altına almak için fizyolojik tepkiler verir. Hans Selye, stresle karşı karşıya kalan bireyde üç aşamalı tepkiden oluşan Genel Adaptasyon Sendromu (GAS) ismini verdiği kuramında bedenin stresli durumlarla baş etmesini incelemiştir. Bu görüşe göre, üç aşamadan söz edilir:
-
Alarm Aşaması
Stresin algılanmasıyla başlayan bu aşamada vücutta savaş-kaç yanıtı oluşur. Savaş-kaç mekanizması uyarılmayla birlikte, bir saldırıya ya da hayati tehlikeye yanıt olarak ortaya çıkan fizyolojik tepkilerdir. Canlılar kendilerini bu noktada, kalıp savaşmaya ya da kaçmaya hazırlar. Buna bağlı olarak sempatik sinir sistemi aktive olur. Hormon salınımıyla, karar verilen tepkiye uygun fizyolojik değişiklikler gerçekleşir. Beyindeki limbik sistem ve hipotalamus uyarılır. Bununla birlikte vücutta depolanmış yağ ve şeker kana karışır, solunum sayısı artar, sindirim yavaşlar veya durur. Kalp vurum sayısı ve tansiyon yükselir, göz bebekleri büyür.
-
Direnç Aşaması
Bu evrede kişinin bedeni, bozulan dengeyi toparlamak için uğraşır. Vücut meydana gelen hasarı tamir etmek için yoğun çaba harcar. Bu sırada hormonal seviye normale döner, parasempatik sinir sistemi devreye girer. Sonunda vücudun direnci artar, stresörlere uyum gelişir.
-
Tükenme Aşaması
Bir önceki evrede oluşan direncin yok olduğu, stresin olumsuz sonuçlarının baş gösterdiği aşamadır. Alarm aşamasında yaşanan fizyolojik tepkiler tekrar artmaya başlar. Enerji seviyesi düşer, fizyolojik uyum azalır. Direncin yokluğuyla beden fizyolojik ve psikolojik savunmasını kaybedip hastalıklara açık hale gelir. Bunun sonucunda kardiyovasküler ve gastrointestinal hastalıklar, gelişimsel krizler, problem çözme becerilerinde düşüş, rol beklentilerini karşılayamama, akut stres bozukluğu görülebilmektedir. Devamını Oku…