Boşanma istatistiklerine göre, evliliklerin ilk 5 yıl içinde bittiğini, boşanmanın gerçekleştiğini biliyoruz. Çiftler birbirine karşı sevgiyi yitirdiklerinde, kayıtsız kalmaya başladıklarında, en iyi ihtimalle “ellerinden gelen her şeyi” denediklerinde hala devam etmiyorsa bir anlamda duygusal boşanma gerçekleşmiş oluyor. Ve boşanma ve çocuk ayni cümlede yer alıyor.
Boşanmanın Çocuk Üzerindeki Etkileri
Boşanma, çocuğun öncelikle ‘güven’ duygusunu zedeleyen bir olaydır. Genel itibariyle boşanmayı inkar, bu durumu yaratan ortama kızma sık görülür. Bu dönemde çocuklar anne babayı tekrar bir araya getirme gibi, çoğu zaman beyhude, bir çabaya girişirler. Öfke, korku, yalnızlık, suçluluk gibi duygulara kapılabilirler. Uyum sorunları, yemek yeme problemleri ve arkadaş gruplarıyla iletişim sıkıntıları baş gösterebilir.
Okul Öncesi Dönem (0-6 yaş)
Boşanmanın bu dönemde gerçekleşmesi, görece olarak daha az duygusal probleme yol açar. Hafıza daha çok 2 yaşından itibaren yaşananları hatırlattığından, okul öncesi dönemde bağımlılık, regresyon(gerileme) ve çocukça masallara sığınma görülebilir. Uzun dönemde ise, kız çocuksa ilişki kurmada zorluk, erkek çocuksa cinsel kimlik karmaşası yaşanma ihtimali olabilir.
Okul Dönemi (6-12 yaş)
Okul çağı çocuklarının boşanmayla, dünyaları bir anda değişir. Bu dönemde benmerkezci düşünce yapıları ve süperego hakimiyeti nedeniyle kendini suçlama sık görülür. İnkar tepkileri (sakinlik, umursamazlık, kayıtsızlık) verebilirler. “Bana ne olacak, bana kim bakacak” gibi geleceğe dair endişeler yaşarlar. Terk edilme korkuları yükselir. İlişkilere karşı güvensizlik geliştirebilirler. Güvensizlik davranışı uyum problemlerine neden olabilir. Sosyal izolasyon, içe kapanma, yalan söyleme davranışlarında artış yaşanabilir. Çaresizlik duygusu oluşur.
Ergenlik Dönemi (12-17 yaş)
Büyük çocuklar, küçük çocuklara göre boşanma sonucunda ortaya çıkan yeni aile kurallarını öğrenmede, yeni kurallara uyum sağlamada zorlanmaktadırlar. Bu dönemde bazen gelişen duygusal olgunluk ve ebeveynlerden birine yakınlaşma ihtiyacı, ebeveynin ergeni destek kaynağı olarak görmesine neden olabilir. Buna ebeveyne akran olma da denebilir. Boşanmanın bir diğer etkisi, ergenin ‘aşk’a yönelik algısını olumsuzlaştırabilmesidir. Bazı ergenler, boşanmayı kişisel bir durum olarak algılama eğiliminde olabilirler. Alkol sigara gibi kötü alışkanlıklara meyledebilirler. Akademik performansta düşüş gözlenebilir. Ve en önemli noktalardan biri de, ergende erken cinsellik söz konusu olabilir. Araştırmalarda, ebeveynleri boşanan ergenlerde diğerlerine göre daha yüksek düzeyde kaygı ve daha düşük benlik saygısı saptanmıştır.
Boşanmayı Çocuğa Anlatmak
- Boşanma çocuğun güven duygusunu zedelediğinden, ilk yapılması gereken boşanmanın anne baba sevgisini kaybetmek demek olmadığının çocuğa anlatılmasıdır.
- Çocukların boşanma konusuna verecekleri duygusal tepkilere saygı duyulmalı, duygularını boşaltmalarına izin verilmelidir.
- Çocuğun kafasındaki her türlü soruya açık yüreklilik ve samimiyetle cevap verilmelidir.
Tüm bunlarla beraber, anne babaların çocukların sorularına abartılı ve ajite olmuş cevaplar vermesi, duygu sömürüsü yapmaları, karşı tarafı suçlu göstermeye çalışmaları, anne ya da babanın gücünü yitirerek ağlama nöbetlerine girmeleri, çaresiz ve umutsuz davranışlar sergilemeleri çocukların içinde bulundukları durumu olumsuz algılamalarına ve kendilerini tehdit altında hissetmelerine neden olacaktır.